TİCARİ ALIM SATIMLARDA AYIP İHBARI NASIL YAPILIR?
Satıcıyla alıcı arasında gerçekleşen mal satışlarında malın kararlaştırılan özelliklerde olmaması ya da objektif olarak taşıması gereken özelliklere sahip olmaması halinde mal ayıplıdır.
Türk Hukuk Sisteminde ayıplı mal kavramı üç ayrı kanun çerçevesinde düzenlenmiştir. Bunlar Tüketici işlemi olan satışlara ilişkin TKHK m. 8-12 hükümleri, Tüketici işlemi olmayan adi satışlara ilişkin TBK m. 219-231 hükümleri, Ticari satış olarak ifade edilen ve tarafları tacir olan satışlarda ise TTK m. 23/1-c hükümleridir. Biz bu yazımızda Tacirler arasında ki satışlarda ki ayıp ihbarı üzerinde duracağız.
AYIP İHBARI NEDİR?
Ayıp ihbarı, alıcının ayıp nedeniyle doğan seçimlik haklarını kullanabilmesi amacıyla yapılması gereken bir bildirimdir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 219 maddesi;” Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” Şeklinde ki düzenlemesiyle satıcının ayıptan sorumluluğunu düzenlemiştir.
AYIP İHBARININ SÜRESİ VAR MIDIR?
TBK 223. Maddesi “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” Şeklinde düzenleme getirmiştir.
Bu düzenlemeye göre TBK’da adi satışlarda alıcının inceleme ve ihbar yükümlülükleri için açık ve belli bir süre belirtilmemiş, yalnızca “işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz” inceleme ve ortaya çıkan ayıbın satıcıya “uygun bir süre içinde” bildirimi öngörülmüştür. Ancak tacirler arasında yapılan ticari satışlar için TTK da ihbar süreleri ayrıca düzenlenmiştir.
TİCARİ SATIŞ NEDİR? İHBAR SÜRELERİ NE KADARDIR?
Tacirler arasında gerçekleştirilecek olan ve aynı zamanda her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendiren satış sözleşmeleri ticari satış olarak tanımlanmaktadır. Bu tür satışlarda ayıp ihbar süreleri TTK 23/c Maddesinde ayrıca düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;
“Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
Ticari satışlarda bu ayıpları üç türe ayırmak mümkün: Açık ayıplar, açıkça belli olmayan ayıplar ve gizli ayıplar. Açık ayıplar satılan malın teslimi sırasında gözle görülür şekilde belli olan ayıplardır. Bu türdeki ayıpları, alıcı tacirin, teslim tarihinden itibaren iki gün içinde satıcıya bildirmesi gerekir. Açıkça belli olmayan ayıplar, malın tesliminden sonra muayene suretiyle ortaya çıkabilen ayıplardır. Bu tür ayıpların malın teslim tarihinden itibaren sekiz gün içinde satıcıya bildirilmesi gerekir. Gizli ayıp ise malın olağan muayenesinden anlaşılmayan ancak malın kullanılmasıyla beraber ortaya çıkan ayıplardır. Gizli ayıpta özel ihbar süresi öngörülmemiş olduğundan, alıcının, ayıbın ortaya çıkması ve öğrenilmesi akabinde satıcıya derhal ayıp bildirimi yapması gerekir.
AYIP İHBARI NASIL YAPILIR?
Satın alanın malı gözden geçirme yükümlülüğünün yanında birde ayıbı tespit etmesi halinde ayıbı karşı tarafa ihbar yükümlülüğü de bulunmaktadır.
Tacirler bakımından önem arz eden bir başka konu ise bildirimin şeklidir. Gerek Türk Borçlar Kanunu’nda gerekse de Türk Ticaret Kanunu’nda bildirimin şekline ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak Türk Ticaret Kanunu’nun 18/3 maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere ilgili hükümde ayıp bildirimine yer verilmemiştir ancak Yargıtay’ın bazı dairelerinin yerleşik uygulamasına göre tacirler arasındaki ayıp ihbarının TTK’da öngörülen özel şekil şartına uyularak noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Bu nedenle ispata ilişkin herhangi bir riskle karşılaşmamak için Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre ayıp ihbarının TTK’da öngörülen özel şekil şartına uyularak yapılması daha doğru olacaktır. Ancak Yargıtay’ın farklı kararları da mevcut olup bu kararlardan birini örnek olarak ekliyoruz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4077 E., 2021/3351 K. da ‘’ Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir. Mahkemece tacirler arasında ayıp ihbarının TTK’nın 18/3 maddesine göre yapılacağı, davalının süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de TTK m.18/3’deki tacirler arasındaki bildirim usulleri geçerlilik şartı değil ispat şartıdır. Kaldı ki ayıp ihbarı TTK 18. maddesinde sayılan işlemlerden değildir. Davalı tarafça 16.07.2014 tarihli fax ile ayıp ihbarında bulunulduğu ileri sürülmüş olup faksın davacı adresine ulaştığı davalı tarafından ispat edildiği takdirde faksla yapılan ayıp bildirimi ile ayıp ihbarının yapıldığının kabulü gerekir. Mahkemece bu konuda araştırma yapılarak dosyada bulunan faksın davacıya ait olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.”
Malın Ayıplı Çıkması Halinde Alıcının Hakları Nelerdir?
Alıcının seçimlik hakları TBK 227. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
- Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
- Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
- Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
- İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Bu davalarda zamanaşımı süreleri ne kadardır?
Bu husus TBK 231. madde de düzenlenmiştir. Bu maddeye göre” Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.”
Ticari Satışlarda Ayıp İhbarı Nasıl Yapılır? Satıcının Yükümlülükleri Nelerdir? Satş
Benzer İçerikler